Mehmet Şimşek: Karbon ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor
12 mins read

Mehmet Şimşek: Karbon ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomi dünyasının üst düzey temsilcilerinin sürdürülebilirliğin finansmanını ele aldığı “İklim Ekonomisi-Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi”nin kapanış konuşmasını gerçekleştirdi.

İstanbul Finans Merkezi’nde düzenlenen zirvede konuşan Şimşek, finans dünyasındaki yeşil dönüşüm araçlarının son durumunu değerlendirdi.

“Türk Lirası mevduat daha cazip hale gelecek”

Şimşek, açıklamaları içinde, “KKM’den çıkış bizim önemli bir önceliğimizdi ama başından söyledik, dedik ki ‘piyasayı bozmadan, piyasada sorun yaratmadan çıkacağız’. Ve gerçekten çıkıyoruz. Artık Türk Lirası cinsinden KKM’ye son verdik. Döviz cinsinden de şimdiden haber vereyim ben, temmuzda biz şirketlerin vergi avantajını yenilemeyeceğiz.” diyerek yeni çalışmalara dair ipuçları verdi.

“Kuraklık riski artıyor”

Bakan Şmşek, Türkiye’de uygulanan sürdürülebilir ekonomiye dair gelişmeleri aktardığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

Eğer 2050’ye kadar ortalama sıcaklık 3,2 derece artarsa, dünya bu haliyle güçlü bir tepki vermezse bu durumda küresel GSYH baz senaryoya göre yaklaşık 5’te 1 daha düşük olacak. Ve açlık riski de 5’te 1 oranda yükselecek. Kuraklık riski artıyor. Şu anda içinde Türkiye’nin de olduğu 129 ülke bugünkü haliyle ciddi bir şekilde kuraklık riskiyle karşı karşıya kalacak.

Ne yapılabilir bu saatten sonra? Bütün ülkelerin mevzuat düzenlemesine gitmesi gerekiyor. Bağlayıcı mevzuata ihtiyaç var. Farkındalık eğitimleri çok faydalı olacak. AR-GE yatırımları, iklim değişikliğinde nasıl yaşayacağız? Bu çok kritik bir alan.

“Karbon ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor”

Ciddi şekilde AR-GE yatırımı gerekiyor. Fosil yakıt sübvansiyonlarının azaltılması ve tamamen kaldırılması gerekiyor. Bütün dünya için geçerli hususlar. Karbon salınımının ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor. Ve dolayısı ile ciddi bir çaba gerekiyor. Karbon ayak izini azalmak ve daha çok yenilenebilir enerjiye dönülmesi gerekiyor. Ulaşım alanında elektrifikasyonu tamamlanmış araçların kullanılması gerekecek. İnşaat alanında verimli yeşil binalar yapılmalı.

“Bizim için yeşil dönüşüm aslında bir zaruret”

Bizim için yeşil dönüşüm aslında bir zaruret. Neden? Çünkü biz fosil yakıtlara ödediğimiz para 893 milyar dolar. Türkiye’nin birincil enerji ithalatı ki hala yüzde 70’in üzerinde dışa bağımlılığımız var. Yaklaşık 900 milyar dolar. Bu kümülatif cari açığın 1,5 katı büyüklüğünde. Biz ülke olarak yeşil dönüşümü önceliklendirip burada bir alan kazanabilirsek ciddi şekilde Türkiye’nin makro finansman istikrarını güçlendirmiş oluruz.

“2053’e net sıfır hedefi koyduk”

Bizim önceliklerimiz neler? Türkiye olarak 2053’e net sıfır hedefi koyduk. Bu süreç rekabet gücümüzü artıracak. Türkiye’nin yeşil ürünlerde rekabet gücü potansiyeli çok büyük. O alanda ciddi fırsat penceresi var. Amacımız dönüşümle birlikte daha kaliteli istihdam ve sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlayabilmek.

“İklim kanunu bu sene içinde çıkartılacak”

Şu anda iklim kanununun ümit ediyorum ki bu sene içerisinde çekecek. Dünya için öngördüğümüzü kendimiz için de öngörmüşüz. Çalışmalar son evrede. Emisyon ticaret sisteminin kurulması, karbon vergilendirme mekanizmasının altyapısının kurulması. Bütün bunlar ‘önemli gündem maddelerimiz’ diyebilirim.

“Türkiye’de yenilenebilir enerjinin payı artıyor”

Son yıllarda yenilenebilir enerjinin payı artıyor Türkiye’de. Bugün itibarıyla artışın büyük kısmı güneş, rüzgâr ve jeotermal gibi alanlar. Dolayısıyla iyi bir noktadayız ama toplam kurulu kapasitede yüzde 55 civarındayız. Kurulu kapasiteyi nükleer dahil önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde yüzde 65-70’lerin üzerine taşıyacağız.

“Enerji verimliliğinde Enerji Bakanlığı’nın öngördüğü yatırımlar 20 milyar doların üzerinde”

Enerji verimliliği ön plana çıkıyor. Şu anda yapacağımız yatırımlarla, 2030’a kadarki dönemde Enerji Bakanlığı’nın öngördüğü yatırımlar 20 milyar doların üzerinde. Sürdürülebilir finans alanına bakarsanız piyasa büyüklüğü 2022 itibarıyla 4 trilyon doların biraz üzerinde. 2032 yılında 31 trilyon dolara ulaşması öngörülüyor. Henüz biz bu alandan arzuladığımız payı alamıyoruz.

“Önümüzdeki üç yıllık süreçte 60 milyar dolarlık bir kaynak söz konusu”

Geçen sen bu kapsam ihraç edilen tahvillerimize bakarsanız, özel sektör ve kamu, küresel fonlardan devşirdiğimiz alan, Türkiye’ye kanalize ettiğimiz alan sınırlı. Bu alanda hızlanmamız gerekecek.

Dünya Bankası’ndan, EBRD’den, Asya Altyapı Yatırım Bankası’ndan, İstanbul Kalkınma Bankası’ndan bahsediyorum ve benzer üye olduğumuz, aktif olduğumuz bir sürü çok taraflı bankalar var. Bunlarla olan diyaloglarımıza ki bunlarla olan diyaloglarımız son aylarda gerçekten çok ivme kazandı. Dünya Bankası hatırlarsanız geçen sene biz Orta Vadeli Programı açıkladıktan hemen sonra 3 yıllık Türkiye’nin programlarının yani taahhütlerini 17 dolardan 35 milyar dolara çıkardılar.

Yakın dönemde belki dikkatinizi çekmiştir. İstanbul Kalkınma Bankası’yla bir 3 yıllık perspektifi ortaya koyduk. O da yaklaşık 6 milyar dolar. Yakında muhtemelen Asya Altyapı Yatırım Bankasıyla bir benzer çerçeve. Bu çerçevede bakarsanız önümüzdeki 3 yıllık süreçte muhtemelen 60 milyar dolarlık bir kaynak söz konusu. Bu 60 milyar dolarlık kaynağın giderek artan boyuttaki kısmının bu alan ve bu çerçevede olmasını biz önemsiyoruz ve odaklanmış durumdayız, önceliklendireceğiz.

“Daire Başkanlığı kurmayı öngörüyoruz”

Bakanlık olarak biz sürdürülebilir finansman noktasında tamamen dedik; Daire Başkanlığı kurmayı öngörüyoruz. ‘Niye genel müdürlük değil’ diyebilirsiniz. Tasarruf dönemindeyiz. Ümit ediyorum ki ileride Türkiye bir COP konferansına ev sahipliği yapacak.

Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program’ı anlattı

Bakan Şimşek, yeşil ekonomi ile ilgili sunumunu bitirdikten sonra “Bu kadar nitelikli bir kalabalık varken müsaadenizle biraz da bizim istikrar ve reform programından bahsetmek için bu fırsatı kaçıramam.” diyerek, OVP’ye değinerek şu ifadeleri kullandı:

-Programımızın özü fiyat istikrarı, yani enflasyonun tek haneye indirilmesi. Mali disiplin, sürdürülebilir cari açık. Bu iki ana hedefin yan ürünü diyebiliriz; yapısal dönüşüm. Yani bütün bu kazanımları kalıcı hale getirecek adımlar.

“Enflasyonda temmuz-ağustos aylarında keskin düşüşler olacak”

-Kalıcı şeklide enflasyonun düştüğünü göreceğiz. Başından beri dedik ki ilk yıl geçiş yıldır. Geçiş yılında enflasyon yıllık bazda yükselecek dedik. 8-9 aydır sahada hep söyledim. O nedenle en kötüsü geri kaldı dedik. Temmuz-ağustos aylarında keskin düşüşler olacak. Sonra da düşüş devam edecek. Çünkü bu baz etkisiyle sınırlı değil. Para politikası güçlü şekilde inşa edildi.

-Enflasyon beklentilerinde iyileşme var. Enflasyon yıllık bazda yüksek seyretti. Zirveyi mayıs ayında buldu. Ama piyasaya sorarsanız önümüzdeki 12 ayda enflasyon yüzde 33’e inecek diyorlar. Önümüzdeki 24 ayda da yüzde 21’e inecek diyorlar. Biz bu rakamların bizim hedeflere önümüzdeki aylardan itibaren yakınsayacağını düşünüyoruz

“Bütçe açığını deprem dahil yüzde 3’ün altına çekeceğiz”

-Geçen sene bütçe açığı tedbir almasaydık, deprem etkisiyle, genel anlamda genişleyici maliye politikası nedeniyle geçen sene Haziran başında piyasa yüzde 10 açık bekliyordu. Biz bunu yüzde 5,2 ile sınırladık. Bunun sadece 1,6 puanı deprem dışı. Bu sene açık yüksek seyredecek. Hedefimiz yüzde 5’in altına çekmek. Ama gelecek sene asıl belirleyici olacak. Bugün aldığımız tedbirler, önümüzdeki dönemde açıklayacağımız ilave tedbirler, bütçe açığını deprem dahil yüzde 3’ün altına çekmiş olacak.

“Cari açığın milli gelire oranı yüzde 2,5’in altına gelmiş olacak”

-Bugün itibarıyla cari açık çok büyük ihtimalle cari açık milli gelire oran olarak yüzde 2,5’in altına gelmiş olacak. İşimiz bitti diyemeyiz. Çünkü bu konjektürel. Bizim asıl yapısal dönüşümü sağlamamız lazım. Program saat gibi çalışıyor. Sağlıklı politikalar, rasyonel politikalar, kurala dayalı politikalar, yeni bir hikaye oluşturdu Türkiye için.

“Bizim öngörümüz istikrar”

-Carry-Trade ve benzeri kısa vadeli girişlerin toplam girişe oranı 3’te 1 düzeyinde bile değil. Burada gerçek anlamda bir portföy tercihi var. Bizim için yapıcı eleştiriler çok önemli. Ama belli çevreler nedense bu programa ilişkin sürekli bardağın yarı kısmına bakmayı tercih ediyorlar. Enflasyon düşmez diyorlar. Baz etkisinden sonra düşmez diyecekler. Ama hep birlikte göreceğiz. Çünkü bu program gerçekten credible, iç tutarlılığı olan bir program. Reel kurda bir değerlenme var. Bizim öngörümüz istikrar. Ve dezenflasyon hızlanacak.

“İç talep yavaşlayacak”

-İç talep yavaşlayacak. Dış talep daha destekleyici hale gelecek. Ana ticaret ortaklarımızda büyüme hızlanacak. AB’de faiz indirimi başladı. Avrupa geçen seneye göre daha hızlı büyüyecek. Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Afrika daha hızlı büyüyecek.

“Net ihracatın katkısı artı kalmaya devam edecek”

-Net ihracatın katkısı artı kalmaya devam edecek ama iç talep yılın üçüncü çeyreğinden itibaren bir miktar daha yavaşlamış olacak.

-Bugün swaplar konusunda kısa vadeli dışarıdan gelen para konusunda hikaye üreten arkadaşlarımıza başından beri söylüyorum. Biz sırtımızı sıcak paraya dayamayacağız. Ama gitmeyecekler, vadeyi uzatacaklar. Ama gitseler de sorun değil. Biz programı onun üzerine inşa etmedik. Bizim hiç kimseye ne örtük ne açık kur garantimiz olmadı, olmayacak.

“Temmuzda biz şirketlerin vergi avantajını yenilemeyeceğiz’

-KKM’den çıkış bizim önemli bir önceliğimizdi ama başından söyledik, dedik ki ‘piyasayı bozmadan, piyasada sorun yaratmadan çıkacağız’. Ve gerçekten çıkıyoruz. Artık Türk lirası cinsinden KKM’ye son verdik. Döviz cinsinden de şimdiden haber vereyim ben temmuzda biz şirketlerin vergi avantajını yenilemeyeceğiz. Artı şu anda mevduat faiz gelirlerine sınırlı bir vergi koyduk. Dolayısıyla o hususu da çalışıyoruz. Dolayısıyla normal Türk Lirası mevduat daha cazip hale gelecek diye düşünüyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir